Allah o'na herşeyi vermişti.

Allah o'na herşeyi vermişti.
Zengindi.
Makamı ve gücü vardı.
İtibarı vardı.
Bunlar gibi dünyalıklardan aldığı cesaret onu korkusuz kılmıştı.

Ve bütün bunların veriliş nedeni O'nun zalim olmasından kaynaklı idi.
Diğer mazlumlar bu olayı görüyor bir türlü anlam veremiyorlardı.

Öte yandan diğer kişiye Allah herşeyi vermemişti.
Fakirdi.Allah'a rızkını genişletmesi için sürekli dua etmekte ve ucu,ucuna yaşmaktaydı.
Makam'ı ve gücü olmadığı için işlerinin yolunda gitmesi adına sürekli dua ederdi.
İtibarı olmadığı için rüsvay olmamak için dua eder ümit ve korku arası bir hayat sürerdi.
Ay sonu faturaları,ev kiraları,iş görüşmeleri,helal kazanma derdi gibi konular için hep dua ederdi.
Ve bu duaları ile ucu ucuna bir hayat yaşamak zorunda kalmıştı.

Oysa ilk tasvir ettiğimiz Allah'ın sınırsızca ihsan ettiği kişinin herşeyi olduğu için duaya ihtiyacı olmamıştı.Çünkü isteyecek bir şeyi yoktu.
İkinci kişinin dua ve getirisi olan Allah'ı anma ile tüm yaşamı Namaz'a dönüşmüştü.
Üstüne birde şükredince SALİH kul ünvanını bile elde etmişti.

Fakirlik ve yokluk kişinin 60 yıl dua etmesine sebep olmuştu.
Bu 60 yıl ile sonszuluğu elde etti.
Diğeri ise üstüne eklediği şükürsüzlükle sonsuza dek karşılıksız ve kanlı bir gözyaşının eşliğinde duayı almıştı.

İşte dostlar siz bilmezsiniz Allah bilir. Dualarınız hayırlısı için olsun.
Rızık: yığdıklarınız,bankada ki paralarınız değildir.
Rızık boğazdan geçendir.
Ve dünyanın en zengini hangi kahvaltıyı yaptı ise sende onu yaptın.
Allahtan daima hayırlı olanı isteyiniz.



-Rabbimiz hakkımızda hayırlı olanı nasip et!.Bizleri bağışla!

A.K