Rahman Süresi 29. Ayet

“Göklerde ve yerde bulunan sorumlu ve akıllı varlıklar, muhtaç oldukları şeyleri, güvenliklerinin ve hayatiyetlerinin devamını ondan isterler, ona başvururlar, ondan medet umarlar. O her gün, her an, sayıya, hesaba, sığmayacak işlerin, oluşların, işleyen düzenin, sorumlulukların içindedir, ilmi ve kudretiyle tecellidedir.”Rahman:29

 

Şu an bu satırları okuyan, düşünen, sağa ve sola bakan, ben diyen, anne diyen, baba diyen, seven, evlat diyen o size ait bilinç var ya; Anlayabildiğimiz kadarıyla, o ben, ben dediğiniz varlık aslında siz değilsiniz. O Allah’a ait,”O”ndan beslenen“ilmi ve kudretiyle tecellidedir.”. Allah’tan beslenen, Allah’ın ilminden beslenen bir bilinç.

Dikkat edin bilincinizi öleceğine veya yok olacağınıza asla inandıramazsınız! Sebebi “O”na ait(bize emanet) olmasındandır.Herkesin öleceğine ve bunu izleyeceğine ama kendinin haklı olarak öleceğine,yok olacağına sadece inanma rolü yapar ve inanmaz!.Aksi olsa idi zaten inandığını söyleyen kitleler mabetleri tıka basa doldururlardı..

Allah verdi deriz ya; kaşını o verdi, gözünü o verdi, kulağını o verdi, saçını o verdi; peki ya o bilinç? Hani ben, ben diyen hatta şu anda bu satırları yazan, okuyan, anlamaya çalışan ve her geçen gün gelişen, hayata bakışı değişen o bilinç var ya; o bilinci size kim verdi? Ya da o bilinç verilmeyle oluşur mu? O bilinç öyle bir bilinç ki aklından geçeni, konuşanı, konuştuğunu her şeyini Allah biliyor. İşte o yüzden “O her an başka bir şandandır”ı yani Rahman suresi ayet 29’u, şöyle anlayabiliriz:  Ben dediğiniz o bilinç, “O her an başka bir şandadır.” diyoruz ya, O’nun ilminde anlarından bir an! Dolayısıyla şu an yazan, konuşan O’nun sınırladığı derecede O’nun anlarından bir an!

Daha net ifade ile ama kesinlikle çok sıkıntılı üst bilinçlerin kavrayacağı emanetin bizdeki şeklini anlatmak istersek Yasin isimli arkadaşımız olsun!

Yasin’in 20 yaşındaki hali,25 yaşındaki ve diğer hallerini imkanımız ve ilmimiz de mümkün olduğunu düşünerek bu anları bir araya getirsek ve bunlar sohbet etmeye birbirleri ile konuşmaya başlasa,en tepedeki Yasin diğer Yasinler hakkında her şeyi ve hatta ne konuştuğunu ve konuşacağını hatta ne düşündüğünü bilir.Ve en tepedeki Yasin bunları uyarsa! O günü onlara emanet olduğunu söylese.Zamanı gelince diğer aleme geçeceklerini vurgulasa..Ve daha bir çok tavsiye ve uyarı.. (Üzerinde tefekkür edin..)Burada bu örneği durdurmam gerek çünkü yanlış anlaşılmaya müsait. “O” bütün bu tanımlamalardan münezzehtir.Onun izin verdiğinden öteye gitmek asal mümkün değilidr. Çünkü Kuran yazanı değil yazılanı anlamamız ve aramamız gerektiğini vurgular..

Lakin bu kitabın anlaşılması için emanetin ne olduğunu ve TEK Kavramının çok iyi idrak edilmiş olması gerek..Şimdi bunu çok iyi anlarsanız, o anlardan bir anın size emanet olarak verildiğini bilirsiniz.