Kalü Bela Nedir ve Neresidir

“Cenabı Hak ruhları yarattığı zaman, “Elestü birabbiküm” buyurdu, ruhlar da “Belâ” diye cevap verdiler. “Elestü birabbiküm” ben sizin Rabbiniz değil miyim demekken;“Kâlû belâ ise, evet sen bizim rabbimizsin iman ettik demektir. “ Kalubela tanımlamaları böyle başlar.

 Şimdi  Ankebut suresinde bir ayet üzerinde düşünelim.: “İnsanlar sadece iman ettik diyerek sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?

Bir yerlerde iman ettik denmiş.(?) Rabbimizsin denmiş.(?) Bu yer neresi diye düşündüğümüzde Araf suresindeki, bu Kâlû belâ ile ilgili ayeti buluyoruz.. Şimdi ayeti tekrarlıyorum, bakalım Kâlû belâ nedir?

Araf suresinin 172. ayetinde söyle bir anlatım var: “Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendine şahit tutmuştu.” Bakın “Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutmuştu.” “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” “Elestü birabbiküm” diye “Evet şahidiz, Kâlû belâ dediler.” “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz.” Bakın burayı tekrar ediyorum arkadaşlar: “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz!” özellikle vurgu var. Şimdi Kâlu belâyı hanginiz hatırlıyor? Hanginiz öyle bir şey dediğinizi hatırlıyorsunuz? Bakın bir de vurgu yapmış “Kıyamet günü biz bundan habersizdik diyemezsiniz!”Bunu mecaz anlayamayız.Eğer mecaz alırsak vurguyu gözardı etmiş oluruz. Özellikle mecaz anlaşılmasın diye vurgu var. Şimdi gelin bunu birleştirelim. Ben size desem ki aslında şu anda Kâlû belâdayız.Allah'ın İlmindeyiz. Şu an yaşadığımız dünya bildiğiniz Kâlû belâ!

Rabbimin Adem oğullarından, bellerinden zürriyetlerini alarak kendilerine şahit tuttuğu, El hak esmasının her çeşitte tecelli ettiği bugün; herkesin O’nun diliyle “Evet şahidiz.” dediği bir dünyada yaşıyoruz."İnananlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'a ve ahirete inanır ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur." 2.62

Hiç kimse kendi kendime oldum, kendi kendime varım diyemez. Kendi diliyle kah annem yarattı, kah tabiattan, kah şurdan kah burdan… Nihayetinde insan aslında zanları yıkıyor, hakikatte kim neyi nerde desin, orada Rabbel Âlemîn vardır.

Dolayısıyla biz bundan habersizdik diyemeyecek insan; çünkü Allah  "El hak" dır.“Hak”, Allah’ın esmasından biri. Hakikati apaçık ortada olan, inkar edilmesi imkansız olan.

Allah-u Teala böyle diyor. Ki bu da böyle zaten, onaya ihtiyacı yok. Aman sakın yanlış anlaşılmasın!

 Birde eşyayı öğrendiğimiz yer vardır. Ki bu iki yerde aslında bu dünya..

Allah Adem’e, yaratılış ve değerlerine uygun varlıklara verdiği isimleri, isimlendirilen varlıkları, varlık hakkındaki bilgileri, varlıkla bilgilerin irtibatını, harfleri, kelimeleri, lafızları, manaları, cümleleri, lehçeleri, davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, gerek duyacağı bütün bilgileri öğretti.” Bakın Allah-u Teala’nın ayeti zaten şuanda tecelli ediyor.Sürekli birşeyler öğreniyoruz.

Arafa/172:"..“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?.." (Bu Soru bilmediğimiz,hatırlamadığımız bir aleme  veya derin şahitsiz bir mecaza dahil edilirken)

Münker Nekirin  Rabbin kim sorusuna:"Rabbimiz Allah'tır." deyip, sonra da dosdoğru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.46/13 ( Bu soruda ölümden sonrasınn imtihanı olarak anlatılmakta)

Ama ortada dünyanın nere olduğunu anlayamadığımızı bir boşluk çıkmaktadır.İşte soru kalubela anında sorulurken cevap bir çeşit yaşamla yeryüzünden veriliyor olabilir.

Araf süresinindeki (Kalubelada ki) Rabbiniz kim ile Münker Nekirin soracağı Rabbin kim sorusu Rahman bilir ama aynı soru olabilir.Ve hangi cevap verilirse verilsin Allah'ın El Hak olmasından kaynaklan bir gerçek gereği kişiyi verdiği cevaptan mesül olduğu bir imtihan bekliyor olabilir.

Vefat eden defnedildiğinde imam mezarın başında bazı telkinler yapar.Nakledilen ve günümüzde pek uygulanmayan telkinlerden biri şudur;

"Ne zamandan beri Müslümansın dendiğinde -Kalübeladan beri müslüman olduğunu söyle! (?)" Dikkat ediniz bu tavsiye ölüye yani boyut/alem değiştirmiş kişiye yapılmaktadır.Yani gittiği yerde bu cevabı vermesi istenmektedir. Gittiği yere bu dünyadan gittiğine göre bu dünyanın nere olduğu biraz daha netleşir.

Bütün bu anlattığımız konuların esasında örnek olduğu ve Rahmanın katından insanların algı düzeylerine göre anlatımın kolaylaştırdığını bilirseniz bu örneğin hayata akışı farklı olacağı bilinmeli ve buna göre anlam ve kavram kargaşasının olacağı hesaba katılmalıdır.

Sevgi İle

Adem KORKMAZ