Türkçe Zikir ve Türkçe İbadet

İmam Hatip Lisesi yıllarım boyunca kafamı karıştıran ve bir türlü cevap bulamadığım gibi hocalarımın doyurucu ve ikna edici bir cevap da veremediği bir konu aradan geçen yıllar sonrasında cevap buldu.

Bu konu benim kadar hepinizin kafasına takılmıştır.

İşte bu gün 5.Boyut da İnsan isimli okuduğunuz kitap da bu konu Rabbime şükürler olsun açıldı.

Ve bunla beraber tüm konular tespih taneleri gibi geldi.

Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği kanısındayım.

İslam da Rahman’ın adı olan Allah ismi hariç her şeyin Türkçe yapılabileceğini söylüyorum.

Yıllardır çeşitli kurallar ve kaideler bilerek veya bilmeyerek Müslümanlara sunuldu.

Kimi başardı kimi başaramadı.

Dini kaidelerin toplumsal bazda tek bir amacı vardır.

Doğada ki olayların tek amacı vardır.

Hatta etrafınızda cereyan eden olayların bile amacı aynıdır.

Yağan yağmurdan,kardan tutun da toprak kaymasından depreme kadar,rengarenk kuşlardan,yılanlara ve balıklara kadar her şeyin bir tek amacı vardır.Etrafınızda cereyan eden olaylar,hastalığınız,açlığınız,yoksulluğunuz,zenginliğiniz,dostlarınız ve çocuklarınız..

Ve bu amaç insanla ilgilidir.

Bu amaç ALLAH’I hatırlatmaktır.

Şuan gözlerininiz ve algılarınızın size sunduğunu onca şeyin nedeni sizin Allah’ı anmanız içindir.

Gökten yağan bir birine benzemeyen kar’a bakacak eşsizlik karşısında yaratanı düşüneceksiniz.

Her yıl 545 trilyon ton su taşıyan bulutları görecek yine Allah’ı anacaksınız.Ve daha onlarca kitap olacak sebeplerden  size sürekli olarak Allah’ı hatırlatacak.

Bütün çevresel olaylar yetmez gibi Kuran baştan sona anmaya davet etmektedir.

Ankebut 45:Allah’ı anmak en büyük şeydir!.

Araf 69:O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.

Ve daha çok sayıda ayet bu noktaya işaret etmektedir.Tüm gaye anmaya,hatırlamaya yöneliktir.

İş bu noktadan sonra ikinci bir pencereden bakışa ihtiyaç duyulmaktadır.

 

Aksi halde insanlar bütün bu işleri Allah’a tapınma mertebesine taşımış ve bazıları daha farklı manalar yüklemiş konu anlaşılmaz haller almıştır.

Kuran ise şayet kul Allah’ı anarsa Allah’ın da kulu anacağını hiç tartışmasız vurgulamıştır.

Bakara 152 .Ayet şöyledir; Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım.

İşte esas mesele ve mutlak mesele ve beklide hakkında on kadar kitap yazılabilecek ayet;

Bakara 152:Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım. Ve Bana şükredin ve Beni inkâr etmeyin.

İşte ibadetlerin,iyiliklerin ve hatta aklınıza ne gelirse her şeyin arka planında ki gerçek!

Şeytanın gözden kaçırdığı müthiş hakikat.

Kitap da çok sık vurguladığım ve genişçe izah ettiğim üzere zaman su gibi kullanılan bir şeydir. Su veya okyanus 2 boyutlu dünyada neyse zaman algısı da 3 boyutlu dünyada odur.

Su nasıl ki  bedenimizin 4/3 dür.İşte zamanda 4.boyut da ki bedeninizin gıdasıdır.

Siz Allah’ı anarak zamanı dönüştürürsünüz. 4.Boyut da kelimeler,fikirler ve düşüncelerden oluşan kuantum bir varlığınız mevcuttur.Ve bu varlık zamanın dönüşmüş şeklinden oluşmaktadır.

Mesela 2.boyutlu bir dünyada yaşayan küçük yuvarlak cevizi tasavvur edin.Cevizin toprağa ekildiğini hayal ediniz. Ve diyorsunuz ki cevize;Dünya ahiretin tarlasıdır.Bu suyu doğru kullan.Ne ekersen onu biçeceksin.

Zavallı ceviz ahiret de/3.boyut da kendinden bağımsız bir şeyler hayal edip bir türlü taşları yerine oturtamıyor.

Oysa cevizin 3.boyut da kendinden hiç ayrılmayan  bir dünyası vardır.3.Boyut da yaşayanlar buna ağaç demektedirler.. (?)

Daha önce ki kitaplarımızda insanın yaratılma sürecinin tamamlanmadığını ve aşama,aşama durumların devam ettiğini ve bu dünya hayatının aşamalardan biri olduğunu vurgulamıştım.

İşte küçük,yuvarlık ceviz; suyu doğru kullanırsa devasa bir ağaca ve her çeşitten meyveye ve daha nice şeylere dönüşebilmektedir.Ceviz kendini kabuk zannederek gerçek kendinden yani ağaçdan  bilgisiz olduğu gibi beklide milyarlarca insan bu bilgiden mahrum bir şekilde kendilerini beden yani kabuk zannederek 4.boyut da dönüştürdükleri zamandan bi haber hayat sürüyorlar.

İşte bütün mesele insanın Allah’ı anması ile ilgilidir.

Ahiret’e kullanmak üzere sürekli olarak an biriktirir,dönüştürürsünüz.Suyla çayda yapılır,kahvede yapılır. Allah'ı andığınız an ne kadar çok ise o kadar cennet vardır..

(Konular hakkında çok fazla bilgi kitapta verilmiştir)

İşte Allah’ı anmak her şeydir. Zira asıl gaye ise Allah’ın kulu anmasıdır.Yoksa Allah’a yağcılık,hoşafçılık vb.. konular değildir din.

4.Boyut da cevizin ağacı gibi düşünceleriniz , fikirleriniz,kelimelerinizden oluşan Kuantum varlığınız için 4.boyutun yapısı itibarı ile 3.boyutun yukarı-aşağı tanımlaması gibi 4.boyut da ise cennet ve cehennem tanımlaması bulunmaktadır.

Şehvet vb.. tutkularla heder ettiğiniz zaman bugün kontrolsüz gıdaların fazla kiloya neden olup sağa ve sola genişleme olduğu gibi 4.boyut dada cehenneme doğru açılım gerçekleşir.

(Konular hakkında kitap da detayla ve çok fazla açıklama mevcut)

İşte  namaz yani salat “O”nu anmak ve “O”na ulaşmaktır ki böylece o bize ulaşsın. Nasıl ki ceviz ağacının budanmaya bakıma,GÜNEŞ GÖRMEYE ihtiyacı varsa ahiret dediğimiz 4.boyut da bizlerinde bakıma ve ilgiye ihtiyacı var. İnsan zamanı Allah2ı anarak dönüştürüp Allah’ın rahim oluşunu doyasıya yaşar.

İşte bütün mesele Allah’ı anmak üzerinedir.

 

Şimdi etrafına bak! İğneden ipliğe incele.Seni neler Allah'ı anmaktan uzaklaştırıyorsa oradan veba varmış gibi kaç!Aksi halde başın beladadır.

İşte ibadetler dünya hayatına dalıp ,araba,ev yat,kat,makam peşinde koşan insanlara Allah’ı hatırlatmak üzerine  kural olarak konmuştur.Zira Allah’ın anılmadığı namaz olmamıştır,yahut oruç veya sadaka,zekat..Bunlara İslam riya,kibir,gösteriş olarak zaten betimlemiştir.

Öte yandan kişi matematik kitabını okurken Allah’ı anıyorsa, diğeri Kuranın Arapçasını okuyup aklı başka yerlerdeyse Allah’ı anmayan kuran okumuyordur.

Kuran’ın en büyük etkisi Allah’ı hatırlatmasıdır. Ve ne faziletli iş Kuran’ın mealini okumaktır.

İşte konu başlığımız  burada cevap buluyor. İnsanlar Arapça bilmedikleri taktirde dilleri okurken akılları biraz sonra başlayacak dizide,yahut maaşında ki pirim artışında veya çocuğun okul masrafında olacaktır.

Maalesef bundan kaçış yoktur.Ya Arapça öğrenek ki bu hayli zordur.Geriye tek yol kalıyor ibadet dilinin Türkçe olmasıdır.

Ve bu konuda bütün mesele Allah’ı anmaktır. Ki kitap boyunca bu konulara sık sık vurgu yaptım ve insan Allah’ı anarak zamanı dönüştürüyor ki buna su örneği verdim.Kaynar su ile serin su bir değildir.

İnsan Allah’ın adı hariç O’nu andığı sürece hangi dili konuştuğunun asla önemi yoktur.Mesele zamanı dönüştürmektir.

Kişi namaz esnasında Fatiha’nın Türkçesi ile zamanı müthiş bir şeye dönüştürebilir.

Yeter ki  vesveseye düşmesin.

"Andolsun ki Kuran’ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık* Öğüt alan yok mudur? “54/17 İnsan anlamaz ise nasıl öğüt alacak..

Biz onu anlayasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik"12/2 Anlamak vurgusuna dikkat.

"Bu indirip, hükümlerini kesinleştirdiğimiz suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik" (24 Nur - 1).

"Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız" (Zuhruf-44).

Bütün mesele Allah’ın kulu anması.İşte insan zamanı anarak dönüştürür. Ve bu yüzden hangi kelimeyi,hangi dili kullandığınızın zerrece önemi yoktur.Yeter ki Rabbimizin Adı Allah’ı hatırlayın,anın.

Esmalarla da zikretmek aynı şeydir. Kişi isimlerin manası birlikde mutlaka ama mutlaka Allah adını zikrederse ederse amaç fazlası ile hasıl olur.

Mesela Kaviyy;Zaafa ve Zayıflığa uğramayan çok güçlü Allah!

 Türkçe olarak anlayarak ve algılayarak zikretmek aynı sonucu verir.

Aynı hedefe ulaştırır.

Öyle yürekten Allah diyenler vardır ki bütün esmalar ile zikretmiş gibi olurlar. İşte siz kelimeler üzerinde ki manalar ile rabbimizi anarsanız o andığınız zaman sizin olur. Çay bir kelime ise su  bir zamandır. Bu açıdan bütün duaların ve salavatların ve daha bütün kuralların yegane amacı Allah’ı hatırlatmaktır. Zaman çok değerlidir.Bu açıdan Allah’ı anarak dönüştürdüğünüzde 4.boyut da ki düşünceleriniz ve kelimeleriniz ve fikirlerinizden oluşan varlığınız cennet yönüne doğru açılım gerçekleştirir.

(Kitabımızı tümden okuyunca ciddi anlamda İslam’ı anlama adına fikirlerinizde devrim meydana gelecektir.)

Allah öyle Rahmandır ki O’nu hatırlamanız için gördüğünüz her şeyi yaratmış ve size yakın kılmıştır. Arka planda Rahim esmasını kulun yaşaması vardır.

Sonuç olarak Allah’ı anabiliyorsanız ibadetin veya zikrin hangi dilini kullanırsanız kullanın..

Bakara 200:Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın.

Bakara 203:Sayılı günlerde Allah'ı anın.

Bakara 239:Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın.

Maide 4:..Ve üzerine Allah'ın adını anın

Hac 36:..Allah'ın ismini anınız.

Birde şu ayet üzerinde düşünün:"Onlar her daim namazdadırlar" (Mearic 70/23) Ayet de devam vurgusu gözden kaçmasın.

Hala ne demeye çalıştığımı anlamayanlar ve hala asıl gayenin ne olduğunu anlamayanlar vardır elbet. Lütfen yaklaşık 300 Sahife civarında 5.Boyut da İnsan isimli eseri bekleyiniz.

Ayrıca Namaz Sureleri ve Dualarının anlamlarını öğrenmek için tıklayın

Türkçe Zikir  ve Türkçe İbadet

5.Boyut da İnsan

Adem KORKMAZ

Not:Gücümüz ve idrakımız yettiğince izaha çalıştık.Kusurlarımız mutlaka vardır.Her şeye rağmen şahsımın Arapça ibadet etmeye devam ettiğini bunda ibadet dilinde kullanılan sürelerin manalarını biliyor olmamın etkili olduğunu,ve sizlerinde en azından Fatiha'nın ve namaz içinde ki tesbihlerin manalarını bilmenizi önerrim.Namaz kılmaya/onu anmaya hiçbirşeyin engel olamayacağını biliniz.