Kurana güvenmekden başka çare yok

Düşünce adamları DİN TEMALI çeşitli tezlerini ve bazende fetvalarını Kur'an'a tastik ettiremedikleri zaman hadis kaynaklarına başvururlar.
Böylece bu kaynaklardan habersiz insanlardan bir okur çevresi edinirler. Zamanla adı islam içi hristiyanlık olan bir din biçimi ortaya çıkar.
 
 
Düşünce adamları veya bir takım yazarlar din temalı tezlerini veya fetvalarını tastiklemek için kullandıkları "hadisler" ise hydra / çok başlı yılan gibidir. Rivayetini çürük veya sağlam bulduğunuz ve kabul yada red ettiğiniz bir hadis en az yedi kadar çürük ve zıt yedi hadis sunar size.

İstisnasız ve bir abartı olmadan her hadisin alternatif çeşitleri bulunur.

Örneğin istanbulun fethi konulu hadisin size ilginç gelebilir kırktan fazla çeşidi bulunmaktadır.

Birine roma feth oluncak der,başka birinde şam der bir başkasında anadolu der,bazen rumeli der her türünde bir başka belde ile zikredilir.

Yani bu rivayetlerle övülen komutan Fatih değil, Alpaslan olabilir. Veya bu beldeleri hangi komutna feth etmişse onun övülen komutan olması mümkündür.

Mevzu belde veya hangi komutan mevzusu değildir.
Bir tarihçi için iddasını yani tezini doğrulamak için kullanacağı kutsiyet etfedilmiş bilgileri bulmanın kolay ve mümkün olduğunu bilmeniz için ifade edilmiştir.

Şimdi bunları kullanan Tarihçi olduğunda kısmen sorun yok. Sonuçda beyin fırtınası yapmış olur,yeni okurlar ve böylece maddi kazanımlar elde eder.

Ancak düşünür, din temalı tezlerini doğrulamak için bu kaynaklara yöneldiğinde ruhunuz duymadan adı islam ancak içi hiristiyanlık veya yahudilik olan bir din oluşturabilir.

Kur'an'a yani Allah'a güvenmekden başka çareniz yoktur.

"O Allah ki, kuluna bu kitabı indirmiş ve o kitabın anlaşılmasını güçleştirecek hiçbir çapraşıklığa yer vermemiştir."18:1

Okudunuz mu?
Yetmiyorsa aşağıda ki vahyi okuyun;

"Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya (Allah taradından) açıklanmış bir Kitap'dır."11:1-3

Elbet hadis veya tarihsel süreçler incelenmeli. Ancak bu kaynak işin uzmanlarınca incelenip tarafsız sunulmalıdır.Ve din biçimi asla yapılmamalıdır. Ki yapıldığı taktirde  genelek ve göreneğin din olması gerçeği ile yüzleşilir. Bu gün olduğu gibi..


Bu alternatiflerinin olduğu metinleri ;bir takım cemaatlerin veya mezheplerin yahut grupların okuması,kabul etmesi korkunç tehlikelidir. Ve bu tehlike ile hergün yüzleşiyor ve belkide milyonlarca hayatın mahvoluşunu izliyoruz.

Elette konuşulacak,Kur'an ehli mevcuttur. Ancak Kur'an ehli Kur'an ayetleri ile iş tutar.

Kur'an sureleri ile konuşur. Allah'a rağmen uydurmaz.
Hüküm içeren şeyler için tezde bile bulunamaz.

Anlaşılmayan bir ayet varsa o ayeti daha iyi açan başka bir ayeti gündem eder.

"Kuran yeter diyenler ,Kur'anı anlamamıştır" diyen zevatlar gerçekte kendilerini deşifre etmektedirler. Kur'anı anlama şerefine erememişlerdir.

Ve Kur'anın yetmediği insanlara kesinlikle hadis olduğu idda edilen metinlerde yetmemektedir. Bunun delili ise yüzlerce ve belkide binlerce mezhep yüzlerce fırka ve birbiri ile savaşmış veya savaşmak üzere olan sözle islam beldeleri ve ülkerleridir..

Kendi tezleri doğrultusunda yani kendi çaplarına göre seçtikleri metinlerle yeni bir hiristiyanlık inşaa ettiklerinin farkında bile değillerdir.

"Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur."6:159

İslam olduğu halde kendini gruplardan biri ile niteleyenlerin müslüman olmaka hiç bir alakaları yoktur.

"Sunniyim, Şii'yim aleviyim,caferiyim,hanefiyim,şafiyim,selefim,vahhabiyim,muhammediyim,nurcuyum,süleymencıyım" velhasıl islam-Müslüman olmanın dışında vaya içinde BÖLÜCÜ herhangi bir niteleme isim düşünce tarzı yukarıdaki ayetin kapsama alanındadır. Ki bu yüzden bizim onlarla din görüşü anlamında hiç bir işimiz yoktur.

A.K