İnsanlar çok alıştıkları için çevrelerindeki muhteşem şeyleri görmezler.Bir bardak suya ulaşmak muhteşem iken onu bedenden çıkarmak yine bir o kadar muhteşemdir.
Bu akışda herhangibir aksama olduğunda hayat diye bir şey kalmaz.
İşte insan bu akışa kendinin ulaştığını sanır.Bedeni bir fabrika gibi akşam yemeğini sindirirme mücadelesi verirken "ben" duygusunun bunlardan hiç haberi yoktur.Rahatı yerinde yeni yiyecek ve iceçeklerin şeklini planlar. İnsanoğlunun benzer şekilde muhteşem bin birtürlü halini Allah'ın Rahman oluşu organize eder.Nankör insanların aklı öyle sığdır ki çevresindeki muhteşem olayları et parçası midenin,yahut et parçası beynin yaptığı veya et parçası dilin tat aldığı sanrısı ile teşekkür ve şükürden mahrum kalır.Bütün marifeti kendine yükler.
Mümin,İslam ve Müslüman olmanın güzelliği burda başlar.Zira insan sadece bu dünyada değil beden yapısı ile Ahiretde de vardır.
Ahiret/4.Boyut burdayken yaşanır.Şükredenler ve besmele çekenler bu hareketleri ile Allah'ı anarlar.Ve tabiki Allah da onları anar. Zira esas gaye Allah'ın anmasına yöneliktir.
Zaten namazdan oruca kadar tüm hesap Allah'ın anmasına göredir. “Öyleyse siz beni anın; Ben de sizi anayım"2/152 Allah'ın onları anması ile: Ahiret deki/4.Boyut da ki aslında şimdiki bedenlerinden hiç ayrılmayan ancak et gözle göremedikleri,kelimelerden,düşüncelerden ve niyetlerden oluşan bedenlerine yani sizin anlayacağınz dil ile ruhlarına Rahim esması tecelli eder.
Ve Rahman ve Rahim oluşu aynı anda gerçekleşmiş olur.
Mümin kabuk olan bedenini terkedince burdan gönderdiğini bulur ve göz yaşı içinde,hayretler içinde şükretmeye devam eder..